Göktürkçe (Alfabe)

Göktürk Alfabesindeki Harfler
Göktürk alfabesindeki 38 harf, aşağıdaki tabloda toplu hâlde gösterilmiştir. Bu tablo, Orhun yazısını öğrenirken, özellikle ünsüzlerin kalınlık – incelik durumlarını anımsamak amacıyla sıkça kullanılacaktır.

Göktürkçe Tablosu
Göktürk Yazısında Ünsüzler

Göktürk alfabesinde 30 tane ünsüz harf bulunmaktadır. Bu harflerin 20 tanesi “kalınlık – incelik” durumuna göre değişmektedir. Geriye kalan 10 harfin de, 5 tanesi bütün ünlülerle kullanılan harflerden; 5 tanesi ise çift ünsüzü karşılayan harflerden oluşmaktadır.

Kalınlık – incelik uyumuna göre değişen ünsüzlerin kullanımı, şu şekildedir: Göktürk alfabesinde ünsüzlerin kalınlık – incelik uyumu, günümüzdeki büyük ünlü uyumu ile bağlantılıdır. Eğer bir sözcüğün ilk hecesinde “kalın” bir ünlü var ise, yazıda o hecedeki ünsüzün “kalın” biçimi kullanılır. Eğer ilk hecedeki ünlü “ince” ise, o hecede kullanılan ünsüzün de “ince” biçimi kullanılır. Örneğin “budun” sözcüğü Göktürk yazısı ile “” biçiminde yazılmaktadır. Dikkat edilirse “budun” sözcüğünün ilk hecesinde “u” ünlüsü bulunmaktadır. “U” sesi kalın bir ünlü olduğu için, onunla aynı hecede bulunan “b” sesinin de “kalın” biçiminin () kullanılması gerekmektedir.

Uyumu başka bir örnek ile açıklayalım: “Tigin” sözcüğü Eski Türkçede “” biçiminde yazılmaktadır. Bu sözcüğün ilk hecesinde bir ince ünlü olan “i” ünlüsü bulunmaktadır. Bunun için o hecedeki “t” ünsüzünün de “ince” biçimi olan “” harfi kullanılmalıdır.

Şimdi Eski Türkçedeki ünsüzlerde görülen kalınlık – incelik uyumunu bir genelleme yaparak tanımlayalım: Eğer bir sözcüğün ilk hecesinde “kalın” ünlü (a, ı, o, u) varsa, o hecedeki ünsüz de “kalın“; eğer ilk hecede “ince” ünlü (e, i, ö, ü) varsa o hecedeki ünsüz de “ince” biçimiyle kullanılmalıdır. Elbette bu kural, yalnızca kalınlık – incelik uyumuna dahil olan 20 ünsüz için geçerlidir. Zira “m” sesini karşılayan “” harfinin kalın veya ince biçimi yoktur.

Bütün ünlülerle kullanılan ünsüzler, içinde “ç, m, p, ş, z” seslerinin bulunduğu herhangi bir sözcüğün içinde kullanılabilirler. Örneğin “ressam” anlamına gelen “bedizçi” sözcüğündeki “ç” sesini karşılayan “” harfi ve “z” sesini karşılayan “z” harfi, kendisinden sonraki ve önceki ünlünün kalın veya ince oluşundan bağımsız olarak “” biçiminde kullanılmaktadır. Aynı şekilde bugün “gümüş” biçiminde kullanılan “kümüş” sözcüğünün “” biçimindeki yazımında “m” sesini karşılayan “” harfi ile “ş” sesini karşılayan “” harfinin ünlülerin durumundan bağımsız olarak kullanıldıkları görülebilir.

Kalınlık – incelik uyumuna göre değişen ünsüzlerin ve bütün ünlülerle kullanılanların dışında, çift ünsüzden oluşan “[ny], “[ld - lt], “I[nç], “[nt] ve “[ng] harfleri bulunmaktadır. Bu harfler, içinde bu çift ünsüzlerden bulunan sözcüklerde kullanılırlar. Örneğin “erinç” sözcüğünü, sondaki “” sesini, “” harfiyle karşılayarak “” biçiminde yazabiliriz. Bu sözcüğü “” biçiminde de yazmayı düşünebiliriz; fakat burada “” sesi için “” ve “” harflerini kullanmak yerine, tek “” harfini kullanmak daha mantıklı ve kurallı olacaktır.


Göktürk Yazısında Ünlüler

Göktürk alfabesindeki ünsüz harfleri ve kullanımlarını gördükten sonra, ünlülerin nasıl kullanıldıklarına bakabiliriz. Göktürk alfabesinde toplam 4 tane ünlü vardır. Bugün Türkçede kullandığımız 8 ünlü, Göktürk alfabesinde 4 harf ile gösterilmektedir. “A” ve “E” ünlülerini “” harfi; “I” ve “İ” ünlülerini “i” harfi; “O” ve “U” ünlülerini “” harfi; “Ö” ve “Ü” ünlülerini ise “” harfi göstermektedir. Yandaki tablonun en altında gördüğünüz sonuncu harf ise, “kapalı e” sesini belirtmek için kullanılan “” harfidir. Bu harf, Orhun Yazıtları‘nda geçmemekle birlikte Yenisey Yazıtları’nda birkaç sözcükte kullanıldığı için, Göktürk yazısındaki ünlüler arasında sıralanmıştır.

Göktürk alfabesinde ünlülerin sayısı oldukça azdır; fakat bu ünsüzlerin çokluğuyla telafi edilmiştir ve bu durum yazıda genellikle soruna yol açmamaktadır. Tabloda görülen ilk iki ünlü harf olan “” [a, e] ve “” [ı, i], sözcükler içindeki ünsüzlerin kalınlık – incelik durumlarına göre rahatlıkla ayırt edilebilmektedir. Çünkü bu harflerin kullanıldığı sözcük, eğer kalın ünsüzlerle yazılmışsa, kalın olan ünlüyü; ince ünlülerle yazılmışsa, ince olan ünlüyü seçmemiz gerekmektedir. Örneğin: “taşra” sözcüğü “” biçiminde yazılmaktadır. Sözcüğün yazımına dikkat edilirse, başta “kalın” bir ünsüzün kullanıldığı görülecektir. Bu bize, kalın ünsüzden sonra gelecek ünlülerin de kalın biçiminin kullanılacağına işaret etmektedir. Sözcüğün sonundaki “” ünlüsü, “a” ve “e” seslerini karşılamaktadır. Bu durumda sözcük kalın ünsüzlerden oluştuğu için, sondaki ünlünün de “a” sesini karşıladığını anlayabiliriz.

Farklı bir örneğe bakacak olursak: “bilig” sözcüğünü, Orhun yazısıyla “” biçiminde yazarız. Sözcüğün sağ baştaki ilk harfine bakacak olursak, “b” harfinin “ince” biçiminin kullanıldığını görürüz. Bu bize, bu harften sonra gelecek ünlünün de “ince” olacağını düşündürmelidir. Sondaki harf, yine “g” harfinin “ince” biçimidir. Demek ki tezimiz doğru yürümekte ve bir sözcüğün ilk hecesinde hangi türden ünsüz varsa, sonra gelenler de o türden olmaktadır. O hâlde, iki ince ünsüzün arasında kalan ve “I” ile “İ” seslerini karşılayan “i” ünlüsünün, “ince” biçimi olan “i” sesini seçmemiz gerekmektedir.

İlk iki sesli harfi, kalınlık – inceliğe göre okumak oldukça kolaydır. Fakat “” [o, u] ve “” [ö, ü] ünlülerini bu biçimde okumak olanaksızdır. Çünkü bu iki harfin karşıladığı iki ses de, kalın veya incedir. Şöyle ki: “” harfinin karşıladığı iki ünlü de “kalın“dır. Bu durumda ünsüzlerin durumlarına bakarak “” harfinin karşıladığı seslerden birini seçmemiz olanaksızdır. Örneğin: “bung” sözcüğü, “” biçiminde yazılmaktadır. Sözcüğün sağındaki ilk harften başlarsak, “b” harfinin “kalın” biçiminin kullanıldığını görürüz. Bu durumda ortadaki ünlü de “kalın” olmak zorundadır. Fakat “” harfinin karşıladığı “o” ve “u” ünlülerinin ikisi de “kalın” olduğu için, hangisini seçeceğimizi bilemeyiz. Bu durumda bu sözcüğü “bong” olarak da okuyabiliriz; “bung” olarak da... Böylesi sözcüklerin okunması, genellikle sorunlu olmuştur. Bazı Türklük bilimcilerin “Kül-Tigin” biçiminde okudukları adı, bazıları “Köl-Tigin“; bazılarının “Tonyukuk” diye okudukları adı, bazıları “Tunyukuk” diye okumuşlardır. Göktürkçedeki “a” ile “e” ünlülerini birbirinden ayıran düzenli yapının, “u” ile “o” veya “ü” ile “ö” ünlülerini birbirinden ayıramayışının nedeni, bu ünlülerin sesletimi (telaffuzu) arasındaki farkın hissedilmeyecek kadar az olmasıyla açıklanabilir. Bunun için böyle sözcükleri okurken, anlamlı olduğunu düşündüğünüz en doğru biçimiyle seslendirmemiz gerekmektedir.


Göktürk Yazısında Yazım (İmlâ)

Göktürk Yazısında Yazım - İmla

Göktürk yazısı, oldukça düzenli ve gelişmiş bir yapıya sahiptir. Sözcüklerin oluşturulması, kullanılacak harflerin sıralanışını düzenleyen belli uyumlarla sistemli hâle getirilmiştir. Göktürk yazısına sistemli bir yapı kazandıran belli başlı yazım kuralları, aşağıda maddeler hâlinde sıralanmıştır.

1. Sözcük sonundaki ünlüler, her durumda gösterilmek zorundadır. Örneğin “bu kadar” anlamındaki “bunça” sözcüğü, “” biçiminde yazılmaktadır. Sözcüğün son sesini karşılayan “” harfi, genellikle ilk hecelerde yazılmasa da son hecede kullanılmak zorundadır. Bu durum bütün ünlülerde geçerlidir. ““ (yigirmi), ““ (birle), ““ (edgü), ““ (bunta) ve ““ (Tengri) sözcüklerinde, son sesi karşılayan tüm harflerin kullanıldığı görülmektedir.

2. İlk ve orta hecede “” harfinin karşıladığı “a – e” ünlüsü genellikle kullanılmaz. Bunun nedeni, kullanılan ünsüz harflerin çoğunun zaten “a” veya “e” sesini içeriyor olmasıdır. Örneğin “Tengri” sözcüğü Eski Türkçede “” biçiminde yazılmaktadır. Bu sözcüğün ilk hecesinde bir ince ünlü olan “e” ünlüsü bulunduğu hâlde, bu ünlü yazıda gösterilmemektedir. Bu durum, “t” ünlüsünün “ince” okutması nedeniyle karışıklığa neden olmamaktadır. “” (altun), “” (Umay), “” (kagan), “ ” (men)… gibi örneklerde de ilk veya orta hecede bulunan “a – e” ünlülerinin gösterilmediğini görebiliriz.

Bazı sözcüklerde ilk veya orta hecedeki “a” ünlüsünün gösterildiğini görebiliriz. Bu yazım, bu sözcüklerdeki “a” ünlüsünün uzun olduğunu gösterir. Örneğin; “isim” anlamına gelen “” (aat) sözcüğüyle “duvar” anlamına gelen “” (taam) sözcüklerinde “” harfinin “at – ta” sesini karşılamasına rağmen, uzun ünlüyü belirtmek için “” harfinin de kullanıldığı görülmektedir.

3. Bir sözcüğün art arda gelen iki hecesinde aynı ünlü varsa, bunların yalnızca bir tanesi (genellikle ilk hecedeki) gösterilir. Örneğin “üçün” sözcüğü “nçü” biçiminde yazılmaktadır. Burada ilk hecedeki “ü” ünlüsünü karşılayan “ü” harfi, ikinci hecede de olmasına rağmen yazıda gösterilmemiştir. Aynı şekilde “Tigin” adının “” biçimindeki yazımında da hem ilk hecede hem de ikinci hecede “i” ünlüsü bulunmasına rağmen, “i” ünlüsünü karşılayan “” harfi yalnızca ilk hecede kullanılmıştır. Bu kuralın istisnaları bulunmakla birlikte, genel kullanım böyledir.“ (kılıntım) örneğinde de bu kullanım görülmektedir.

Tonyukuk Yazıtı 2 4. İçinde hem ünsüz hem de ünlü sesi barındıran çift sesli ““, ““, “ K ” ve “” harfleri kullanıldığı zaman, yanlarındaki ünlüler yazılmaz. Eğer yazılmışsa, burada uzun ünlü olduğunu düşünmek gerekir.“ K (Türük) sözcüğünde “” harfi “ük” sesini karşıladığı için, yeniden “” harfini kullanmaya gerek kalmamıştır. “” (balık) örneğinde de bu kullanımı görebiliriz.

5. İlk hecenin düz ünlüsünden sonra gelen yuvarlak ünlüler, genellikle gösterilir. ““ (altun) ve “” (kelürtüm) sözcüklerinde “a” ve “e” düz ünlülerinden sonra gelen “u” ve “ü” yuvarlak ünlülerinin gösterildiğini görebiliriz.

6. İlk hecedeki yuvarlak ünlülerden sonra gelen düz ünlüler de genellikle gösterilir. “ıTıLGo“ (oglıtı) ve “” (süçig) sözcüklerinde, “o” ve “ü” yuvarlak ünlülerinden sonra gelen “ı” ve “ü” düz ünlülerinin yazıldığı görülmektedir.

7. İlk hecedeki yuvarlak ünlüden sonra gelen yuvarlak ünlüler, genellikle gösterilmez. ““ (bodun) ve ““ (köngül) sözcüklerinde, ilk hecedeki “o” ve “ü” yuvarlak ünlülerinden sonra gelen “u” ve “ü” yuvarlak ünlülerinin yazılmadığı görülmektedir.

8. İnce ünlülerle birlikte kullanılan “[s] harfinin, bazen “[ş] harfi yerine kullanıldığı görülmektedir. Bunun tam tersi olarak “[ş] harfinin, “[s] harfi yerine kullanıldığı da görülmektedir. ““ (İlteriş), ““ (yaşar) ve “” (kişi) sözcüklerinde “ş” sesinin “s” harfiyle karşılandığı görülmektedir.

9. Bir sözcükte “ok, uk, ko, ku” sesini karşılayan “” harfi ile “[o, u] ünlüsü yanyana kullanılmışsa, bu kullanımın “uzun ünlüyü” gösterdiğini anlamak gerekir. “” (koondukta), “” (koop), “” (kuut) ve “” (kuutay) sözcüklerinde, ilk hecedeki ünlünün uzun olduğunu görebiliriz.

10. Bir sözcük içindeki ikiz veya benzer ünsüzler, tek harfle gösterilebilir. Örneğin “” (balıkka) ve ““ (Yollug) sözcüklerinde ikiz ünsüzler, tek harfle gösterilmiştir.

11. Göktürk yazısında sözcükleri veya sözcük gruplarını ayırmak için, bugünkü yazıda kullandığımız biçimde “boşluk” bırakmak yerine, “iki nokta(:) kullanılmıştır. Her sözcükten veya sözcük grubundan sonra iki nokta konularak, yazının okunması kolaylaştırılmak istenmiştir. Bugün için bu, oldukça zahmetli ve gereksiz bir çabadır. Fakat o dönemde, sert yüzeyler üzerine kazınan sözcükleri ayırmada, iki nokta kullanılması anlamlıdır. Ayrıca yazıtlarda kullanılan iki nokta (:) imi (tamgası), Göktürk yazısındaki tek noktalama işaretidir. Bu noktalama işaretinin örnek kullanımı şöyledir:

: : : : ” (Bilge Kagan bitigin Yollug Tigin bitidim.)

Alıntı: bilgicik.com'a teşekkürler..