İngilizce (Gramer)


1 - İngilizce'de Cümle Yapısı

İngilizce ile Türkçe'nin sözcük dizilişi farklıdır.

Cümle yapısı Türkçe'de Özne + Nesne + Yüklem şeklinde;
İngilizce'de ise Özne + Yüklem + Nesne şeklindedir.

Ben İngilizce öğrenirim.
Özne + Nesne + Yüklem

I learn English.
Özne + Yüklem + Nesne

Yukardaki örneklerde görüldüğü gibi İngilizce'de özne ve nesnenin yerleri değişmektedir. Bu nedenle İngilizce'de cümle kurarken bu kurala dikkat etmemiz gerekecek (Özne + Yüklem + Nesne).

Dolaylı tümleç veya zarf tümleci İngilizce'de cümlenin en sonuna yüklemden sonra getirilir.

Ben akşamları İngilizce çalışırım.
Özne + Zarf + Nesne + Yüklem

I study English in the evenings.
Özne + Yüklem + Nesne + Zarf

2 - THE ARTICLES

A-AN

İngilizce'de (a) ve (an) isimlerin önüne getirilir ve (bir/herhangi bir) anlamınım verir.

İsimler sessiz bir harf ile başlıyorsa önüne(a),sesli bir harf ile başlıyorsa (an)getirilir. 

a book (bir kitap)
a student (bir öğrenci)
an engineer (bir mühendis)
a good teacher (iyi bir öğretmen)

Sesli ve sessiz harf kavramı İngilizce'de kelimelerin yazılışı değil okunuşuyla ilgilidir. Örneğin İngilizce'de "university" ifadesi kelimesi sesli harf ile başlamasına rağmen "yunivörsiti" diye okunur; dolayısıyla kelimenin başında "y" sessiz harfi bulunmaktadır.

a university (bir üniversite)
a university student (bir üniversite öğrencisi)
an hour (bir saat)
an hour later (bir saat sonra)

Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi, university (yunivörsiti), hour (avır) kelimeleri okunuşları itibariyle "a university", "an hour" şeklinde kullanılır.

Ayrıca İngilizce'de sayılamayan isimlerin önüne a/an gelmez.

a water (YANLIŞ BİR İFADEDİR)

THE

Belirli bir nesneden söz ediliyorsa "the" kullanılır. "The" sayılamaz isimler ve sayılabilir tekil ve çoğul kelimelerin hepsiyle kullanılabilir.

"Yesterday I bought a pair of jeans and a t-shirt.The jeans was cheap but the t-shirt was so expensive."
(Dün kot pantolon ve t-shirt aldım. Kot ucuzdu ama t-shirt pahalıydı.)

İlk etapta "a jeans" ifadesi kullanılıyor. Daha sonra "jeans" den bahsedilirken "the" ifadesi kullanılmaktadır. Çünkü hangi "jeans" olduğu belirlidir. Dolayısıyla hangi nesneden bahsettiğimiz belirliyse "the" kullanılır.

Bir kez daha tekrar edelim, bilinmeyen bir nesne ya da kişiden söz ediyorsak a/an kullanılır. Hangi nesne veya kişiden sözettiğimiz ifademizde belli oluyorsa thekullanılır.

"Can you pass the salt?" (Tuzu uzatır mısın?)

Konuşmanın geçtiği anda orda bulunan nesnelerden söz ediliyorsa "the" kullanılır.

"Turn off the TV please."

Bunların dışında bazı kelimelerle "the" kullanılır; bunlar:

the sun, the sky, the quitar, the sea, the country, the radio, the cinema, the theatre gibi..

Örneğin "television" kelimesinden cihaz olarak bahsediyorsak "the" kullanılır. Ancak televizyondaki programlardan bahsediyorsak "the" kullanılmaz. Bu tür istisnalar da bulunmaktadır.

3 - SUBJECT PRONOUNS

Zamirler (Pronouns) cümlede isimlerin yerini alan adıllardır.

ÖZNE ZAMİRLERİ (Subjective Pronouns)

I ben
You sen
He o (erkekler için)
She o (bayanlar için)
It o (cansız nesneler ve hayvanlar için)
We biz
You siz
They onlar

Subject Pronouns, cümlenin başında özne olarak kullanılır. Örnek ifadeler;
I am a student. (Ben bir öğrenciyim)
You are intelligent. (Sen zekisin)
They study English. (Onlar İngilizce çalışırlar.)

NESNE ZAMİRLERİ (Objective Pronouns)

me beni
you seni
him onu (erkekler için)
her onu (bayanlar için)
it onu
us bizi
you sizi
them onları

Objective Pronouns, yüklemden sonra nesne görevinde kullanılan zamirlerdir. Örnek ifadeler;
I love her. (Onu seviyorum.)
I like it. (Onu seviyorum.)

4 - POSSESSIVE PRONOUNS

Bu zamirler, sahiplik bildirir ve nesnelerden önce kullanılır.

My benim
Your senin
His onun (erkekler için)
Her onun (bayanlar için)
Its onun
Our bizim
Your sizin
Their onların

İyelik zamirleri (Posessive Pronouns) ile ilgili örnek ifadeler:

He is my student. (O, benim öğrencim.)
It is your cat. (O, senin kedin.)
They are our friends. (Onlar, bizim arkadaşlarımız.)
This is her bag. (Bu onun çantasıdır.)

5 - THE VERB BE

İngilizce'de sözcükleri rasgele bir araya getirerek cümle kurmamız imkansız. Bu nedenle her cümlede özne ve yüklem olmak zorundadır. İngilizce'de temel fiil, "be" (olmak) fiilidir.

"Go, come, study, eat, do" gibi normal fiillerin olmadığı cümlelerde yüklem olarak "be" fiilini kullanmamız gerekmektedir. Ancak "be" fiili, özneye göre şekil almaktadır. Örneğin, "be" fiili geniş zaman ve şimdiki zamanda kullanılıyorsa, I öznesi için "am", You, We, They özneleri için "are" ve he, she, it özneleri için "is" halini alır. Aşağıdaki tabloda "be" fiilinin çekimi verilmiştir:

I am a teacher
You are a student
He is a boy
She is a girl
It is a dog
We are students
You are friends
They are people

"Be" olmak fiilinin olumsuz hali, "not" alarak belirlenir.

I am not a teacher
You aren't / are not a student
He isn't / is not a boy
She isn't / is not a girl
It isn't / is not a dog
We aren't / are not students
You aren't / are not friends
They aren't / are not people

İngilizce'de soru sorarken yardımcı fiil "be", öznenin önüne getirilir.

am I a teacher?
are You a student?
is He a boy?
is She a girl?
is It a dog?
are We students?
are You friends?
are They people?

Be olmak fiilinin olumsuz soru çekimi:

am I not a teacher?
aren't You a student?
isn't He a boy?
isn't She a girl?
isn't It a dog?
aren't We students?
aren't You friends?
aren't They people?

Yukarda Geniş zaman ve Şimdiki zamanda çekimini verdiğimiz "be" olmak fiilinin Geçmiş zamandaki çekimi de "was/were" şeklindedir:

I was a teacher
You were a student
He was a boy
She was a girl
It was a dog
We were students
You were friends
They were people
6 - PREPOSITIONS (EDATLAR)

Edatlar (Prepositions) İngilizce'de nesnelerden önce gelerek fiil ve özne/nesne arasında bağlantı kurmaya yarayan kelimelerdir. Örneğin Türkçe'deki ismin -de hali (bulunma), -den hali (ayrılma), -i hali, -e hali (yönelme) gibi durumlar İngilizce'de (Prepositions) denilen edatlarla sağlanır. Belli başlı edatlar nelerdir?

ABOUT (hakkında, yaklaşık)
We talked about you. (Senin hakkında konuştuk.)
There are about ten million people living in Istanbul. (Istanbul'da yaşayan yaklaşık on milyon insan var.)

AFTER (-den sonra, ardından)
After you (senden sonra)
After ten o'clock (saat ondan sonra)

AT (-de/da, -e/a)
At two o'clock (saat ikide)
Look at me (bana bak.)
At cinema (sinemada)

BEFORE (-den önce)
Before him (Ondan önce)
Before three o'clock (saat üçten önce)

BETWEEN (arasında)
Between you and him (senin ve onun arasında)
Between February and May (Şubat ve Mayıs arasında)

FROM (-den/dan)
From Istanbul (İstanbul'dan)

IN (-de/da, -in içinde)
In Istanbul (İstanbul'da)
In the house (evde)

INTO (-in içine doğru, -e doğru)
Come into house (eve gir)

OF (-ın/in)
the front of the house (evin önü)

ON (-in üzerinde)
The cat is on the table. (Kedi masanın üstündedir.)

OVER (üzerinde- dokunma yok)
The plane is over the city. (Uçak şehrin üzerinde.)

TO (-e/a, -e doğru)
To Istanbul (İstanbul'a)
I am going to Istanbul. (Ben İstanbul'a gidiyorum.)

UNDER (-in altında)
He is under the tree. (O, ağacın altında)

WITH (ile)
Come with me. (Benimle gel)
Go with him. (Onunla git)

WITHOUT (-siz, -sız)
Without you (sensiz)

7 - SINGULAR/PLURAL

İngilizce'de isimler (nouns), countable ve uncountable diye ikiye ayrılır. Yani sayılabilir ve sayılamaz isimler... Sayılabilir isimler singular (tekil) ve plural (çoğul) halde kullanılabilir. Ancak sayılamaz isimler, daima yalın halde tekil olarak kullanılmalıdır.

İngilizce'de sayılabilir isimler, sonuna aldıkları -s ve -es ekleriyle çoğul olurlar.
1) Sonu "o" ile biten isimler (-es) alır: potato - potatoes
2) Sonu "x" ile biten isimler (-es) alır: fox - foxes
3) Sonu "s" ile biten isimler (-es) alır: glass - glasses
4) Sonu "f/fe" ile biten isimler (-ves) alır: wolf - wolves
5) Sonu "y" ile biten isimlerde bir önceki harf de sessiz ise "y" düşer ve (-ies) eki gelir: story - stories, city - cities gibi...
6) Sonu "ch/sh" ile biten isimler (-es) alır: dish -  watches
7) Bunlar dışında kalan diğer isimler (-s) alır: books, kids, pecils gibi...


Ancak -s veya -es eki almayan istisnai durumlar da mevcuttur; bunlardan bazı örnekler:
man (adam) - men (adamlar)
woman (kadın) - women (kadınlar)
person (kişi) - people (insanlar)
tooth (diş) - teeth (dişler)
foot (ayak) - feet (ayaklar)
mouse (fare) - mice (fareler)
fish (balık) - fish (balıklar)
sheep (koyun) - sheep (koyunlar)
ox (öküz) - oxen (öküzler)
goose (kaz) - geese (kazlar)
this (bu) - these (bunlar)
that (şu) - those (şunlar)

8 - ADJECTIVES IN ENGLISH

İsimleri niteleyen sözcüklere sıfat (adjective) denir. Sıfatlar genel olarak isimlerden önce gelir ve ismin rengini tadını kokusunu ve durumunu bildirir.
He is an intelligent student. (O, zeki bir öğrencidir.)
She is a pretty girl. (O, güzel bir kızdır.)

İngilizce'de sıfatlar genellikle sonuna aldıkları eklerle tanınabilir. Belli başlı sıfatlar aşağıda verilmiştir:

-al: typical (tipik), special (özel), international (uluslararası), industrial (endüstriyel), mental (zihinsel), physical (fiziksel), general (genel)
-ant: pleasant (hoş, samimi, memnun), significant (önemli), tolerant (hoşgörülü), variant (varyant, değişiklik gösteren)
-ent: different (farklı), patient (sabırlı), sufficient (yeterli), excellent (harika), frequent (sık)
-ous: serious (ciddi), anxious (endişeli, kaygılı), nervous (sinirli, gergin), dangerous (tehlikeli), obvious (apaçık, açık, belirli), famous (meşhur), conscious (endişeli)
-ic: horrific (korkunç) , democratic (demokratik), scientific (bilimsel), platonic (platonik), sympathetic (sempatik), basic (temel)
-y: dirty (kirli), dusty (tozlu), messy (dağınık), noisy (gürültülü), sandy (kumsal), stony (taşlı), rocky (kayalık), healthy (sağlıklı), hungry (aç), angry (sinirli)
-ive: active (faal, hareketli), passive (pasif), attractive (çekici, cazibeli), expensive (pahalı)
-able: comfortable (rahat), enjoyable (eğlenceli, neşeli), fashionable (modaya uygun)
-ible: possible (mümkün), horrible (korkunç)
-ful: useful (faydalı), careful (dikkatli), beautiful (güzel), skilful (becerikli), grateful (memnun), faithful (inançlı)
-less: useless (faydasız, yarasız), careless (dikkatsiz), breathless (nefessiz)
-ed: bored (canı sıkılmış, bıkkın, usanmış), tired (yorgun), surprised (şaşırmış), worried (endişelenmiş), confused (kafası karışmış), excited (heyecanlı)
-ing: interesting (ilgi çekici), boring (sıkıcı, usandırıcı), tiring (yorucu), surprising (şaşırtıcı), worrying (endişelendirici), confusing (kafa karıştırıcı), exciting (heyecan verici)

Yukardaki tabloda verilenlerin dışında her hangi bir ek almadan kullanılan sıfatlar da vardır:
good (iyi), fast (hızlı), pretty (güzel), big (büyük), small (küçük), tall (uzun), great (büyük), long (uzun), large (geniş), hard (sert, zor) gibi sıfatlar bunlara örnek verilebilir..

9 - ADVERBS IN ENGLISH

Zarflar eylemleri niteleyen sözcüklerdir. Eylemlerin nasıl yapıldığı veya nasıl olduğu hakkında bilgi veren sözcüklerdir. Zarflar genellikle sıfatlardan türerler.
Dikkat: Zarflar fiilleri (yüklemi) niteler; sıfatlar isimleri niteler..
beautiful (sıfat) güzel
beautifully (zarf) güzelce, güzel bir şekilde
careful (sıfat) dikkatli "He is a careful one." (O, dikkatli birisi.)
carefully (zarf) dikkatlice "He walks carefully." (O, dikkatle yürüyor.)
good (sıfat) iyi "He's a good person." (O, iyi birisi.)
well (zarf) iyi bir şekilde "She sings well." (O, iyi şarkı söyler.)

Hem sıfat hem zarf özelliğine sahip sözcükler de vardır.
fast (sıfat) hızlı "He is fast." (O hızlı)
fast (zard) hızlı bir şekilde "He runs fast." (O hızlı koşar)

Zarflar genellikle cümlenin sonuna veya fiillerden hemen sonra getirilir.
He studies English diligently. (Harıl harıl ders çalışıyor.)
I get up early in the mornings. (Sabahları erken kalkarım.)
He plays football very well. (Futbolu çok iyi oynar.)

10 - COUNTABLE/UNCOUNTABLE NOUNS

İngilizce'de isimler sayılabilir (countable) ve sayılamaz (uncountable) diye iki gruba ayrılır. Bunlardan sayılabilir isimler tekil (singular) ve çoğul (plural) halde kullanılabilirler.. Sayılamaz (uncountable) isimler ise daima yalın olmak zorundadır.

SAYILABİLİR (COUNTABLE) İSİMLERDEN ÖRNEKLER:
bottle (one bottle, three bottles)
child (one child, two kids)
computer (one computer, three computers)

Sayılabilir isimleri sayılarla ifade edebiliriz.

BAZI SAYILAMAYAN (UNCOUNTABLE) İSİMLER:
milk
water
hair
money
bread
coke
coffee
air
weather
cake

Sayılamayan isimler yalın halde olurlar; örneğin bir bardak su veya bir dilim ekmek gibi ifadelerle kullanılabilirler:
a bottle of milk (bir şişe süt)
a glass of water (bir bardak su)
a slice of bread (bir dilim ekmek) gibi...

11 - THERE IS/THERE ARE

There is/There are kalıbı, İngilizce'de "var" manasını vermek için kullanılır.
There is a book. (Bir kitap var.)
There is a book on the table. (Masanın üstünde bir kitap var.)
There are books. (Kitap lar var.)
There are books on the table. (Masanın üstünde kitap lar var.)

There kalıbında, eğer "var" diye ifade edeceğimiz nesne tekilse veya sayılamaz bir isimse (is) kullanılır. Çoğul bir halde kullanılıyorsa (are) kullanılmalıdır.
There is/There are kalıbı, "not" aldığında "yok" anlamını verir.
There are not any kids in the garden. (Bahçede hiç çocuk yok.)

There is/There are kalıbını soru haline getirmek için, yardımcı fiil is/are cümlenin en başına getirilir.
Are there any books on the table? (Masanın üstünde hiç kitap var mı?)
How many books? (Kaç tane kitap?)
How many books are there? (Kaç tane kitap var?)
How many books are there on the table? (Masanın üstünde kaç tane kitap var?)

12 - Have got/Has got

İngilizce'de has got/have got kalıbı (sahiplik) bildirir.
I have got a car. (Bir arabam var)

Not: Yukarıdaki cümle "Ben bir arabaya sahibim" diye de çevrilebilir ancak Türkçe'de sahiplik bildirilirken daha farklı ifadeler kullanıldığı için bu ifadeyi Türkçe'ye değişik şekillerde tercüme edebiliriz: (Benim bir arabam var) veya (Bir arabam var) gibi...

Have got/Has got özneye göre değişir.
I have got a car. (Arabam var)
You have got a car. (Araban var)
He has got a car. (Arabası var)
She has got a car. (Arabası var)
It has got a car. (Arabası var)
We have got a car. (Arabamız var)
You have got a car. (Arabanız var)
They have got a car. (Arabaları var)

Yukardaki örneklerde görüldüğü gibi; I/You/We/They özneleri Have got alırken, He/She/It özneleri Has got alır.
Have got/Has got kalıbının olumsuz hali, "not ile belirlenir (Haven't got/Hasn't got):
I haven't got a car. (Arabam yok)
He hasn't got a car. (Arabası yok)

Have got/Has got kalıbının soru hali, Have/Has başa getirilerek yapılır:
Have you got a car? (Araban var mı?)
Has he got a car? (Arabası var mı?)

13 - PRESENT CONTINUOUS TENSE

A. STRUCTURE
Özne + Yardımcı Fiil (am/is/are) + Asıl Fiil (+ing) + Nesne
Subject + Auxiliary Verb (am/is/are) + Main Verb (+ing) + Object

Positive Structure:

I am
You are
He is
She is working
It is
We are
They are

Kısaltmalar: I'm, you're, he's, she's, it's, we're, they're şeklinde yardımcı fiil özneyle birleştirilerek kısaltma yapılabilir.

Negative Structure:

I am
You are
He is
She is not working
It is
We are
They are

Kısaltmalar: I'm not, you're not, you aren't, he's not, he isn't, she's not, she isn't, it's not, it isn't, we're not, we aren't, they're not, they aren't...

Question structure:

Am I
Are You
Is He
Is She working?
Is It
Are We
Are They

Soru halinin olumsuz şeklinde yardımcı fiil ve not ayrı yazılıyorsa, "not" özneden sonra yazılmalıdır; Am I not? Are you not? Aren't you? Is he not? Isn't he? şeklinde kullanılabilir...

B. KULLANIM

Şimdiki Zaman konuşma esnasında devam etmekte olan eylemleri ifade etmek için kullanılır. Bu tür cümlelerde çoğu zaman, "now, at the moment, at the present, right now, just now, at this moment" gibi zaman zarfları kullanılır.
Take your umbrella, it's raining.
Right now, I'm going home.

Gelecek zaman zarfları kullanılarak, gelecekte yapılması tasarlanan eylemler ifade edilebilir.
What are you doing next week?
I'
m travelling tomorrow.

14 - SIMPLE PRESENT TENSE

A. STRUCTURE
Özne + Fiil + Nesne/Zarf
Subject + Main Verb(+s) +Object

Positive Structure:
Özne + Fiil + Nesne/Zarf

I work
You work
He works
She works in a great factory.
It works
We work
They work

Olumlu cümlelerde fiil, He/She/It özneleriyle kullanılırken -(e)s takısı alır. Diğer özneler (I/You/We/They) yalın halde kullanılmalıdır.

Negative Structure:
Özne + Do/Does + Not + Fiil + Nesne/Zarf

I do not
You do not
He does not
She does not work at office?
It does not
We do not
They do not

Olumsuz cümlelerde do/does yardımcı fiili kullanılır ve ana fiil yalın olmak zorundadır. Çünkü -(e)s takısı do yardımcı fiiline getirilir. Böylece He/She/It does yardımcı fiilini alırken, diğer özneler do yardımcı fiilini alır. Yardımcı fiil ve "not" olumsuzluk edatı birleştirilebilir: don't/doesn't şeklinde...

Question structure:
Do/Does + Özne + Fiil + Nesne/Zarf

Do I
Do you
Does he
Does she work at office?
Does it
Do we
Do they

Soru halinin olumsuz şeklinde yardımcı fiil ve not ayrı yazılıyorsa, "not" özneden sonra yazılmalıdır; Do I not go? Do you not go? Don't you go? Does he not go? Doesn't he go? şeklinde kullanılabilir...

B. KULLANIM

Simple Present (Geniş Zaman), içinde bulunulan anı ifade etmek için kullanılabilir.
I work in Istanbul. (İstanbul'da çalışırım - hala İstanbul'da çalışmaktayım, çalışıyorum.)

Simple present ile alışkanlıklar ve her gün yapılan işler ifade edilebilir. Bu tür cümlelerde genellikle sıklık zarfları (always, usually, generally etc) kullanılır.
She often goes to work late.
The child usually drink milk before going to bed.

Bilimsel gerçekleri ve doğruluğu kanıtlanmış genellemeleri bu tense ile ifade ederiz.
Water freezes at 0 C. (A scientific fact) (Su 0 C'de donar.)
Water boils at 100 C. (Su 100 C'de kaynar.)

Ayrıca, "I think, I believe" (sanırım, inanıyorum ki) gibi ifadeler geniş zamanda kullanılabilir.
I think you are a hardworking student. I know you're right.

Gelecekle ilgili veya gelecekte yapılması planlanmış durumlarda kullanılabilir veya gelecekle bağlantılı cümlelerde geniş zaman kullanabiliriz.

Şimdiki zamanda kullanılmayan "Non-Progressive Verbs" dediğimiz fiiller vardır. Bu fiiller, geniş zaman ile kullanılabilir. "Like, taste, believe, sound, feel, hear, remember, weigh, smell, love, look, seem, appear, mind, expect, suppose, realize, forget, want, dislike, prefer" gibi fiiller şimdiki zamanda kullanılmayan ancak geniş zamanda kullanılabilen Non-Progressive Fiillerdir.
I don't believe you.
I love you.

15 - THE CARDINAL AND ORDINAL NUMBERS


1 one1st first
2 two2nd second
3 three3rd third
4 four4th fourth
5 five5th fifth
6 six6th sixth
7 seven7th seventh
8 eight8th eighth
9 nine9th ninth
10 ten10th tenth
11 eleven11th eleventh
12 twelve12th twelfth
13 thirteen13th thirteenth
14 fourteen14th fourteenth
15 fifteen15th fifteenth
16 sixteen16th sixteenth
17 seventeen17th seventeenth
18 eighteen18th eighteenth
19 nineteen19th nineteenth
20 twenty20th twentieth
21 twenty-one21st twenty-first
30 thirty30th thirtieth
40 forty40th fortieth
50 fifty50th fiftieth
60 sixty60th sixtieth
70 seventy70th seventieth
80 eighty80th eightieth
90 ninety90th ninetieth
100 a/one hundred100th hundredth
101 a/one hundred and one101st one hundred and first
1,000 a/one thousand1,000th thousandth
10,000 ten thousand10,000th ten thousandth
100,000 a/one hundred thousand
1,000,000 a/one million1,000,000th millionth
1,000,000,000 a/one billion